“Yurt dışı odaklı çalışmalarımız sürüyor”

Sorularımıza geçmeden önce kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Mod Tasarım A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Endüstri Mühendisi ve İç Mimarım. 18 yaşından itibaren iş hayatının içerisindeyim ve 2002 yılında Mod Tasarım’ı kurdum. Sivas Ulaş’lıyım, evli ve iki çocuk babasıyım.

Mod Tasarım’ın kuruluşu ve bugünlere geliş sürecini bizlerle paylaşır mısınız?

Klasikleşen ofis algısına A’dan Z’ye çözüm önerileri sunan Mod Tasarım 2002 yılında kuruldu. Yurt dışı kökenli firmaların Türkiye’deki ofislerine nitelikli hizmet vererek var olduk. Global pazarda kendi standartları belli olan yurt dışı müşterilerimizin Türkiye’deki ofislerini tasarladık. Ama bunun yanı sıra özel ev dekorasyonları da yaptık. 2003 yılında ilk üretim atölyemizi açtık.

2006 yılında seperasyon sistemlerinin üretimine başlandı ve 2007 yılında çağrı merkezi sektörüne giriş yaptık. Üretimi biraz daha büyüterek 2010 yılında İkitelli Genel Müdürlük ve üretim alanını kurduk. 3.000 m2 alan 1.200 m2 showroom ve Levent’te bir mağaza ile çalışmaya devam ettik. Zamanla iç mimari kavramla başlayan süreç birçok markayı da kendi içerisinde geliştirdi.

Çağrı merkezi için Rubiby, ofis mobilyaları için Ofisci, bölme sistemleri ile ilgili Mod Panel Seperasyon sistemlerini hayata geçirdik. Mod Tasarım çatısının altında bireysel iç mimari hizmetini, şirketlere ve ofislere sunmak için de Dita mimarlığı kurduk.

Klasikleşen ofis algısına yepyeni bir boyut kazandırma maksadıyla faaliyetlerini sürdüren Mod Tasarım’ın kurulduğu günden bu güne kadar imzası bulunan vprestijli projeler hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

2002 yılında Abbott Laboratuvar’ının Kavacık Genel Müdürlük ek binasını tasarlama ve iç mimari hizmetleri ile başladık. Çok kaliteli ve güzel bir proje oldu. Sonra dünyanın en büyük Denizcilik İşletmesi American Royal Shipping’in Türkiye genel merkezinin inşaatını yaptık neredeyse on sene çivi çakılmadan çalışıldı. Bu süreç içerisinde Vakıf Emeklilik Sigorta A.Ş’nin sözleşmeli iç mimari hizmetleri yapıldı. 7 yıl boyunca Vakıf Emeklilik’in Türkiye çapındaki hem Genel Müdürlüklerinin hem de bölge müdürlüklerinin tamamında iç mimarlık projelendirme hizmetleri bunlarla ilgili tadilat projeleri ve komple yeniden yapım süreçlerini gerçekleştirdik.

Ernst and Young firmasının sözleşmeli olarak 3 yıl boyunca Türkiye’deki Merkez binasının dekorasyon ve tadilat işlerini yaptık. Bankacılık alanında özellikle çağrı merkezlerinde çok ciddi referanslarımız oldu. Halk Bankası, Ziraat Bankası, Bileşim, Şekerbank Desmer, Denizbank, gibi firmalarının 300 kişiden 1500 kişilik lokasyonların tamamına imza attık. Bunların yanı sıra İstanbul Büyük Şehir Belediyesine ait 45.000 m2’lik ek hizmet binasının tüm mobilya işlerini A’dan Z’ye Ofisci markamız ile döşedik.

Ürünlerinizin tasarımını yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Hassasiyet gösterdiğiniz öncelikli noktalar neler oluyor?

Açık ofis sistemleri dünyada bir trendken çok uluslu firmaların Türkiye’ye girişinden sonra Türkiye’deki firmalar bu iş modelini uygulamaya başladılar. Açık ofiste biz birkaç tane kapalı oda yaparken genel anlamda tüm iklimlendirme, elektrik, havalandırma süreçlerini beraber kurguladığımız yapıları kullanıyoruz. Bireysel kullanıcıların kişisellik algısını doğru yönetmekle ilgili ciddi araştırmalar yaptık. Hem açık ofiste olacaksınız hem de alanınız size ait kişisel olacak. Bunlarla ilgili dinamikleri sorgulamanız ve gereken tüm ergonomiyi mutlaka bütün ürünlerinizin içerisinde bulundurmanız lazım. Ama aynı zamanda insanların temel ihtiyaçlarını kişisellik algısında uygulamakla ilgili çözüm önerileri geliştirmeniz gerekiyor.

Özellikle yurtdışı fuarlarda ve iş gezilerimizde gördük ki dünya çok kısa olmayan bir süreçte tamamen açık ofis sistemine geçiyor. Ofis mobilyasına, ofis masasına ofis bölme sistemlerine olan ihtiyaç insanların daha çok konfor niteliklerini arttıracak alan tasarımları ile şekilleniyor. Dolayısıyla biz de içinde bulunduğumuz sektörün temel ihtiyaçlarını ve bize gelen taleplerin genel değerlendirmesini yapmak üzere Ar-Ge departmanımızla çalışıyoruz. Arkadaşlarımız ve dışarıdan gelen danışmanlarımız ile yaptığımız toplantılarda, önce sektör araştırması ve tasarıma vurgu yapan konular üzerinde ilerliyoruz. Türk halkının kendi yapısına uygun tasarımları minimize etmeye çalışıyoruz çünkü yurt dışından herhangi bir ürünün Türkiye’de benzerlerinin üretilme süreci doğru çözümü getirmiyor. Yurt dışındaki ofis algısıyla Türkiye’deki ofis algılarımız çok farklı. Yurt dışında bir kişi için ortalama 20-25 m2 çalışma alanı yaratılırken ülkemizde bir çalışan için bu rakam 4-5 m2 gibi. Tabi bu durum da genel anlamda insana katacağımız fonksiyonel özellikler olmadan çalışma ortamının zorluğu anlamına geliyor.

Biz Ar-Ge departmanımızın oluşturduğu konseptlerle ve sektör içerisindeki birçok nitelikli danışmanlarımızla üzerinden geçerek hangisinin daha doğru olduğuna karar verip süreçleri yönetiyoruz.

Türkiye genelinde hâlihazırda kaç mağaza ile hizmet veriyorsunuz? Dünya pazarında hangi bölge ve ülkelerde mağazalarınız var?

İkitelli genel müdürlükte 1.200 m2’lik özel bir showroomumuz var. Aynı zamanda interaktif teknolojilerle de bunu destekliyoruz. Levent’te bir mağazamızı yaz sonu itibariyle Anadolu yakasında bir lokasyona taşımayı düşünüyoruz. İstanbul’dan sonra Ankara, İzmir, Bursa ve Gaziantep projelerimiz devreye girecek. Yurtdışında ise Almanya ve Suudi Arabistan ülkelerinde yoğunlukla bulunuyoruz. Ama internet devriminin olduğu bir çağda yaşadığımız için özellikle internete yönelik özel aplikasyonlarımız var. Uzun süren yoğun bir çalışma süreci sonunda geliştirdiğimiz aplikasyon ile sahip olmak istediğiniz ofisi siz tasarlıyorsunuz.

Ofisinizi kendi istediğiniz mobilyalarla döşeyebiliyor, fiyatlarını alabiliyor ve istediğiniz her türlü değişikliği yapabiliyorsunuz.

Yurtdışı faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz? İthalat ve ihracat yapıyor musunuz?

Yurt dışı ile ilgili özellikle bölgemizdeki çevresel koşulların negatifliğinden dolayı yakın bölge kavramları biraz daha azaldı. Daha önceden Birleşmiş Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Irak ülkelerinde çalışmalarımız daha yoğundu. Biz Avrupa’yı bir bölge bir üs olarak belirlediğimizde Almanya merkezli yerleşimi uygun gördük bununla ilgili özellikle Almanya’daki fuarlara katılım sağlıyoruz. Dünyanın en büyük ofis mobilya fuarlarından biri olan Orgatek Almanya’da yapılıyor orada da katılımcı oluyoruz. Almanya dışında 2016 sonu 2017’nin hemen başı gibi Suudi Arabistan’da bir mağaza açmayı düşünüyoruz.

Yıllık cironuz, pazar payınız ve üretim rakamlarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Özellikle 2015 yılında pazarda meydana gelen daralmalardan dolayı ciromuz önceki yıllara göre daha az artış gösterdi. Ancak 2016 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşen çalışmalarımızdan dolayı 2015 yılının tüm cirosunun %70’ini ilk üç ayda gerçekleştirdik. Bizim pazardaki genel yapımız özellikle bir önceki seneye oranla, her yıl %15 ile %30 marjında artıyor. 2015 yılında hemen hemen bütün iş kalemlerinde %5 ile %6 oranında bir artış yakaladık.

Sosyal sorumluluk projesi adı altında vermiş olduğunuz hizmetleri bizlerle paylaşır mısınız?

Sosyal sorumluluk olarak Üniversitelerle yaptığımız iş birliklerinden bahsetmek istiyorum. 2014 yılında Mimar Sinan Üniversitesi iç mimarlık öğrencileri ile workshoplar yaptık. Gelişim Üniversitesi ile workshoplar yaptık.

Öğrenciler öğretmenleri ile beraber yaklaşık 30-35 kişilik gruplar halinde üretimimizde, showroomumuzda sektörü ve sektörün ihtiyaçlarını gördüler. Üretimde, üretim tekniklerini analiz ettiler ve bunun sonucunda kendi hayal güçlerini kağıda yansıtmaya başladılar bunun sonucunda da güzel çalışmalar ortaya çıktı. Biz bunu Üniversite ile Firmaların, endüstrinin işbirliği çabası olarak görüyoruz. 2015 yılında da imza attığımız özel bir projemiz vardı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü ile iki ayrı konuda ofis kavramına derinlemesine girerek öğrencilerin bitirme projelerini bu konuda yapmaları konusunda Üniversite ile bir işbirliğine girdik. 2011 yılında Engelli kişilerinde rahatlıkla kullanabileceği otomatik yükselip alçalabilen triple call center ürünümüzü konumlandırdık. Bu ürünümüz, Türk Patent Enstitüsünden de fuarda sergilenmek için özel davet aldı.

Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeleriniz neler?

Ülkemizde çok az Endüstriyel Tesis Stratejik Planı yapılıyor. Biz Mod Tasarım olarak devletin vermiş olduğu nitelikli hizmetlerden ve teşvik sisteminden yeni faydalanabiliyoruz.

Özellikle, Türkiye’nin trend belirleyen firmalarından biri olma misyonuyla, Ar-Ge tasarım teşvik sistemi 3 yıllık planı dahilinde birçok insana iş imkanı yaratmayı hedefliyoruz. Bu teşvik programının desteği ile inovasyondan dolayı büyüme stratejimizi dinamize ediyoruz.

3 yıl sürecek bir program kapsamında ofis sektörü için hem mobilya, hem seperasyon hem de çağrı merkezlerine çözümler sunarken aslında 2 yıldan sonraki süreçte endüstrinin ihtiyaç duyduğu diğer firmaların ihtiyaç duyabileceği tasarım fonksiyonları üretebilecek dışarıya tasarım satabilecek hale gelmeyi hedefliyoruz. Bu bizim için çok önemli bir proje.

Ülkemizde çok nitelikli çok iyi kalitede firmalar var hepsinde de bir başarı hikayesi var. Ama temelde bilime inanmak her şeyin ötesinde sanırım. Bunların hiçbiri tek başınıza olduğunuzda yapabileceğiniz konular değil.

Bunlar ekip ruhuyla, ekiple birlikte çalışıp aynı inanca sahip olarak yapabileceğiniz kavramlar. Ben ve ekibim çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz.

Birbirimize ve yaptığımız işe inanarak başarıyoruz. Bu zamana kadar özellikle KOBİ segmentinde küçükte kaldığımız yapıda şimdi orta segmente geçiş için tüm gücümüzü sarf ediyoruz bu konuda da başarılı olacağımıza inanıyorum.