AEL Global Lojistik firma sahibi Yılmaz Şahin ile yaptığımız röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.

Sorularımıza geçmeden önce bizlere kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1967 İstanbul doğumluyum ve Akıncılar nüfusuna kayıtlıyım. Öğrenimimi İstanbul’da tamamlayıp 1990 senesinde lojistik sektörüne yöneticilik yaparak başladım. 1999 yılında kendi firmamı kurarak iş hayatıma devam ettim.

AEL Global Lojistik’in müşterilerine sunmuş olduğu hizmetlerden bahseder misiniz? Firmanızın dünden bugüne gelişim süreciyle ilgili bilgi verir misiniz?

Ulusal ve uluslararası taşımacılık sektöründe bir marka haline gelmeyi başaran AEL Global Lojistik olarak; dünyanın önde gelen acenteleriyle yapılan anlaşmalar doğrultusunda, ithalat ve ihracatta sorunsuz, hızlı ve güvenli deniz, kara, hava ve ağır yük taşımacılığını gerçekleştirmekteyiz.

İspanya, İsrail, Mısır, Dubai, Singapur, Hong Kong ve diğer Uzak Doğu limanları başta olmak üzere tüm dünya limanlarında hizmet veren AEL, haftalık direk ve aktarmalı seferlerle, yüklerinizi dilediğini yerden almakta ve dilediğiniz adrese ulaştırmaktadır. Kendi öz mal araçlarımız ile de uluslararası taşıdığımız konteynerleri ve yükleri teslim adreslerine AEL güvencesi ve tecrübesi ile taşımaktayız.

Hangi ülkelere yoğun olarak çalışıyorsunuz? Neden?

İhracatta çoğunlukla Orta Doğu ve Arap Körfezi’ne, Kuzey Afrika’ya (Tunus – Libya – Fas – Cezayir), Batı Afrika ve Latin Amerika ile Avrupa’ya çalışmaktayız. İthalatlar da ise çoğunlukla Uzak Doğu başta olmak üzere Amerika ve Avrupa destinasyonlarında hizmet vermekteyiz.

Tehlikeli Madde taşımacılığınız var mı? Varsa hassasiyet ve donanım gerektiren bu süreci hangi çözümlerler yönetiyorsunuz, bizlerle paylaşır mısınız?

Profesyonel olarak hizmet verdiğimiz alanlardan biri de kimyasal ve tehlikeli madde sınıfı yükler. Bu tip yükler gerçekten ciddi profesyonellik ve hassasiyet gerektiriyor. Kimyasal madde sınıflarını ve ürünlere ait güvenlik formlarını bir kimyager hassasiyeti ile inceleyerek olası sorunları başından engelleyecek taşıma şekillerini ortaya çıkartıyoruz. Bunun çalışmalarını hem deniz hem de hava ve kara yolu taşımalarının genel yapısına ve risk faktörlerinin maksimum hesaplanması ile yapıyoruz.

ADR Normlarına uygun araçlar ile taşımacılık yapmanın geçmişteki yöntemlere kıyasla avantajlarından bahsedebilir misiniz?

Bu normlar tamamen kara yolu taşımacılığı yönetmeliklerine de ilave edilerek güvenli ve yasal olması bazında bize ilk bakışta firmamızı daha kurumsal bir yapıya dönüştürme çizgisinde yardımcı oldu. Bu kurumsallaşma gerek personel eğitimleri gerekse donanım ve araçların iyileştirilmesi ile devam etti. Bu durum hem bizlerin hem de şirket çalışanlarının güvenliğini arttırdığı gibi firma karlılığına da önemli bir etkisi olduğunu gözlemliyoruz.

Lojistik sektörünün ülkemizdeki gelişimi hangi seviyede? Sizce sektörün gelişmesi adına neler yapılabilir? Türk lojistik sektörü dünya lojistik sektörüne göre nerede konumlandırılıyor?

Lojistik sektörü denince akla gelen ülkelerden biriyiz, diye düşünüyorum. Ülkemizin jeopolitik konumu gereği Avrupa ve Asya’yı birleştiren bir köprü olması bu düşüncemin en önemli nedenidir. Bunun avantajlarını iyi kullanmak adına yapılacak çok iş var. Bunların başında ülkemizdeki liman sayısını ve liman bölgelerini arttırmak gelmektedir. Deniz taşımacılığı en ucuz ve güvenli taşıma şeklidir.

Ülkemizin üç tarafı denizle çevrili olması itibari ile liman sayısını arttırmamız öncelikle komşu ülkelerle ticari ilişkilerimizi arttıracağı gibi kalifiye istihdamın da önünü açacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca yeni kurulacak liman bölgelerine kurulacak kimyasal madde depolama tesisleri ile de merkez depolama son bulacak.

Her zaman her bölgeden sevkiyatlar yapılarak hem risk azaltılacak hem de taşımacılık sektörü istihdamı Anadolu’ya ve tüm Türkiye’ye yayabilecek, büyütebilecektir.



Lojistik sektörü daha çok hangi konularda çözüm arıyor? En önemli eksiklikleri ve ya sıkıntıları nelerdir?

Lojistik sektörünün önündeki en büyük engel diğer sektörlerde olduğu üzere yüksek vergilendirme ve yakıt fiyatlarının yüksekliğidir. Eğer Avrupa ile lojistikte yarışmak istiyorsak bu konulara düzenleme getirilmesi şarttır. Rekabet için devletin bu konularda yatırımcıya teşvik sunması şartları eşitleyecek, hatta bizleri daha avantajlı hale getirecektir. Gelelim Sivas ile ilgili sorularımıza…

Sivas’ı ne sıklıkla ziyaret ediyorsunuz?

Sivas’ı çok seviyorum. Her fırsatını bulduğumda gitmek için çaba sarf ediyorum. 2015 senesi itibari ile ziyaretlerim sıklaştı. Burada havaalanının büyük bir önemi var. Üzülerek de söylemek isterim ki bazı Sivaslı olduğunu söyleyip Sivas’a gitmeyen insanlar da yok değil. Buradan onlara çağrım; memleketlerini ziyaret etsinler.

Farklı alanlarda (sosyal, kültürel, ekonomik) Sivas’a yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?

Kesinlikle Sivas’a yatırım yapmayı düşünüyorum.

Sivas’ın gelişimini nasıl buluyorsunuz? Sivaslı iş adamlarından biri olarak sizce Sivas’ın gelişimi adına yapılması gerekenler neler?

Sivas’ımızın kesinlikle büyük ve orta ölçekte yatırıma ihtiyacı var. Ancak bu yatırımlar ile Sivas ve çevresi gelişecek, tersine göç başlayacaktır. İlk etapta demiryolu ekonomik olup sanayi bölgelerinin içlerine kadar girmek zorunda zira lojistik imkânlar firmaların hız ve rekabet açısından artı bir gelişmesine yardımcı olacaktır. Yeni ve ihtiyaca binaen büyük arsa paylarına sahip sanayi bölgeleri açmak, bu sanayi bölgelerinin tüm alt yapılarını eksiksiz olarak iş kollarına bağlantılı olarak bina etme yatırımcılara cazip gelecektir. Bunun yanında bu bölgede çalışmayı cazip hale getirmek için insana yatırım yapmak çok önemlidir zira firmalar için kalifiye personel çok önemlidir.