Öncelikle bize kendinizden ve firmanızdan kısaca bahseder misiniz?

1961 Sivas Akıncılar doğumluyum. Üniversiteyi Marmara Üniversite İşletme Fakültesi’nde okudum. Askerliğimi yaptıktan sonra 1989’dan bu güne kadar Kapalıçarşı’da çini işiyle uğraşmaktayım. Toptan ve perakende olarak dünyanın her yerine ürün satmaktayız.

Müşterilerinize ne tür ürün ve hizmetler sunuyorsunuz?

Müşterilerimize tamamıyla çini ve el yapımı ürünler sunmaktayız. Yerli müşterilerimizin yanı sıra yabancı müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Yabancı müşteri portföyümüz oldukça geniştir. Özel kurumsal büyük firmalar, belediyeler, valilikler ve buna benzer diğer kurumsal firmalarla çalışıyoruz. Bunların toplantılarında veya konferanslarda gelen özel misafirlere verilecek hediyeleri üretiyoruz. Ayrıca büyük ağırlık yabancılar olmak üzere perakende mal satmaktayız. Bizim yapıklarımız ürünlerin içinde el yapımı çini panolar sonrasında otellerin içini, mutfağını, banyosunu tasarlayacak özel tasarımlarımız mevcut. Yurtdışında, Ortadoğu’da sarayların içine çini panolar, yurtdışında şömineler, Avrupa’da, Avustralya’da yaptığımız birtakım çalışmalarımız mevcut. Yabancılardan aldığımız siparişler doğrultusunda yurtdışında pek çok hizmetler vermekteyiz. Ve bu konuda çok iddialıyız. Ölçü boyutlarını alarak özel siparişle özel tasarımlar yapmaktayız. Otellere, büyük iş merkezlerinin girişlerine çini panolar yapmaktayız.

Orient İznik, Türk kültürünün dünyadaki temsilcisi konumunda… Bu konuda bizlere neler söyleyebilirsiniz?

Biz Orient İznik firmasını kurduğumuzda çinicilik bu kadar gelişkin değildi. Biz çiniciliğe adım atıp bu konuda kararımızı verdikten sonra Kütahya’da özel ustaları bularak onlarla çalışmayı uygun bulduk. Onları belli konularda teşvik ederek, ürünlerin desenini vererekten veya müşterilerin beğenisine uygun olaraktan birtakım desenler tasarladık bize özel. Eski Osmanlı tarzı desen çalışmalarıyla bu duruma getirdik firmamızı. Böylelikle ürünlerimizde bir kalite farklılığını yaratmış olduk. Farkımızı kalitemizle ortaya koyduk. Tabi bu süreçte yurtdışında bizim ürünlerimizi görüp beğenen sayısız müşterilerimiz oldu. Onlarla uygun çalışmalar yaparak ürünlerimizi müşterilerimizin hizmetine sunduk. Ve çok da başarılı işler ortaya çıkardığımızı düşünüyorum.

Kapalıçarşı’nın ilk çinicisi Orient İznik tir. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Bunun size kazanımları neler oldu?

Biz çiniciliğe başladığımızda çini vardı elbette fakat bu kadar gelişkin değildi. Biz tabi çiniciliği profesyonel şekilde ele alınca çinicilikte büyümüş ve gelişmiş oldu. Bunu hep yapmış olduğumuz işlerden hem de çalışmalarımızla geliştirdik. Bu gelişme açısından bizim katkımız fazladır. Şu anda da ben İstanbul Ticaret Odası’nda mecliste üyeyim. Ve çini hediyelik eşyalarda bilirkişiyim konumundayım. Bununla ilgili yurtdışıyla bağlantılarda görev almaktayım. Çiniciliğin gelişmesiyle ilgili hem Kütahya olsun hem İstanbul olsun birtakım faaliyetler yürütmekteyim.

Türk kültürünün motiflerini tüm dünyaya tanıtma konusunda elçi görevindesiniz? Bu konuda bizlere neler söyleyebilirsiniz?

Çini sadece Türkiye’ye mahsus bir olaydır. Batı Afrika kısmı yani Fas dediğimiz Cezayir dediğimiz Osmanlı döneminden kalmış birtakım çini ürünleri yapılıyor lakin bizim ürünlerimiz onlardan kalite anlamında çok daha üstün durumdadır. Bu nedenle çinicilik türklere mahsus bir olaydır. Araç denince nasıl yabancı markalar, yabancı ülkeler akla geliyorsa çinicilik denince de Türkiye, Türk kültürü ve Türk motifleri akla gelmektedir. Biz de Kütahya’da bu işi yapan en iyi ustaları yanımızda çalıştırarak dünyada tabi marka haline gelmekteyiz. Ürünler beğenildiği sürece de kendi firmamız adına üretim olduğu için çiniciliğin gelişmesine kültürel anlamda da katkımız olmuş oluyor diye düşünüyorum.

Orient İznik markasıyla pazara girdiniz. Kısa sürede başarıya ulaşmanızın sırrı nedir?

Öncelikle firmamızın ürettiği mallar kendi patentimiz altında çıkmaktadır. Ürünlerimizi taklit etmesinler, ürettiğimiz malın benzerini yapmasınlar diye bu patenti aldık. Siz emek vererek orijinal bir şey tasarlarsınız lakin onun taklitleri piyasaya çıkabilir. Bunu önlemek amacıyla patentimizi aldık. Birebir müşterilerle çalıştığımız için müşterilerimizde artık ürün konusunda seçici olmaktadır, bizde müşterilerimize birebir görüştükten sonra onlara uygun en kaliteli ürünü sunmaktayız. Bizlere yerli, yabancı pek çok müşteri gelerek Türk kültürüne ait motifleri içeren çiniler sipariş vermektedir. Bizlerde onlara uygun özel tasarımlar yapmaktayız.

Genellikle hangi ülkelere ürün satıyorsunuz? Bunların size geri dönüşümü nasıl oluyor?

Şuanda bütün dünyaya, Kapalıçarşı’ya gelen tüm insanlara mal satmaktayız. Çiniciliğe talepte eskiden Avrupa ülkeleri ağırlıktaydı fakat kriz itibarıyla alım gücünün düşmesi nedeniyle biraz düşmeler oldu. Onun yerine yeni pazar olarak Ortadoğu ülkeleri yani Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Dubai gibi ülkelere mal satmaktayız. Bunun yanında Hindistan, Pakistan, Malezya, Avustralya gibi ülkelere şu anda ürün satmaktayız. Ayrıca Amerika, Kanada Brezilya gibi ülkeler son zamanlarda çini alımı konusunda oldukça iyi durumda. Bu ülkelere de çini satmaktayız. Ekonomik gücü olan ülkelere mal satmaktayız. Herkes ürünlerimizi çok beğeniyor ama maddi anlamda alım gücü olan ülkeler bizi tercih etmekte diyebilirim.

Sivas’a yatırım yapmayı düşünüyor musunuz? Bu yönde planlarınız var mı?

Sivas’a yatırım tabi ki düşünülür. Şöyle söyleyeyim, bizim ürünümüz emek yoğun işidir. Bu işte de tabi ki bu tip ürünleri yapılabilir ürünlerdir. İlerleyen zamanlarda durumlara göre Sivas’a yatırım yapmayı düşünebilirim. Lakin dünyadaki kriz ortamının geçmesini beklemekteyiz. Bizden kaynaklı olmasa da bu kargaşa ortamı ülkemizi, ticareti etkileyen durumlardır. Ama kendi doğmuş olduğumuz topraklarda da bir şeyler yapmak isteriz.

Sivas’ı ne sıklıkla ziyaret ediyorsunuz? Sivas dernekleriyle ilişkiniz var mı?

 Sivas Akıncılara belli aralıklarla gidiyorum. Zaten memleketim olduğu için ziyaret ediyorum. Sivas dernekleriyle alakalı Sivas platformunun toplantılarına, yemeklerine, iftar programlarına katılıyoruz. Ve bir de oraya gelen üst derecede bürokrat, bakan vs. geldiği zaman onları boş göndermemek amacıyla onlara sponsor olarak birtakım ürünler yapıp hediye ediyoruz. Bu tür ürün yaparaktan onların sponsorluğunu yapmış oluyoruz.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Son olarak eklemek istediklerim Sivaslı iş adamlarına dair birtakım düşüncelerdir. Sivas iş adamları, bir toplantıda esnasında sadece yemek yiyerek değil de aktif görüşmesini uygun buluyorum. Yani bu noktada karşılıklı olarak birbirimize nasıl faydalı olabiliriz diye düşünmeli ve üst noktalara çıkmanın yolunu bulmalıyız. Ben derneklere, İstanbul Ticaret Odası’nda toplantılara katılıyorum. İnsanlar bir araya geliyor ve hangi dernekten, hangi yönetimden olduklarını paylaşıyorlar. Bu derneklerde gruplar içerisinde belli ilişkiler oluyor. Mesela isterim ki Sivas iş adamları derneğindeki arkadaşlarımız misafir olduğu zaman beni ziyaret etsin, benim dükkânımı tanısın, tanıtsın. Aynı şekilde ben de onlara öyle davranayım. Bu yönde düşüncelerin olması bunların hayata geçirilmesi son derece önemlidir diye düşünüyorum. Bir yabancı ülkemize geldiği zaman ülkemizde iş yapmak istiyorsa kulvarı ne olursa olsun tanıdığım arkadaşıma yönlendirmek isterim. Neticede bu işlerin ön plana çıkmasını bekliyorum. Dayanışma olması gerekir. Neticede bizler Türk kültürünü, Türkiye’yi dünyaya tanıtmaktayız. Ben Türkiye’nin en iyi çini ustası Orient İznik benim diyorum. Ürünlerimi gösteriyorum ve böylece tüm dünyaya Türk kültürünü tanıtıyoruz.