Sorularımıza geçmeden önce bizlere kendinizden bahseder misiniz?

1967 Sivas doğumluyum, İstanbul Tıp Fakültesi mezunuyum. İç Hastalıkları uzmanıyım. Halen İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalında Profesör Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktayım. Değişik eğitim araştırma hastanelerinde klinik şefi ve idareci olarak görev aldım. Sivas Hizmet Vakfında bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım. Evli ve 3 çocuk babasıyım.

Mesleğinizin yanı sıra farklı bir sektörde yer alma fikri nasıl ortaya çıktı?

Bir dönem hastam olan daha sonra yakın arkadaş olduğum ve çok sevdiğim arkadaşım Mülayim Uzunboy tarafından bu sektöre girdim diyebilirim. Esasen tarım konusunda dünyanın ve ülkemizin durumunu çok yakından takip ediyordum. Geleceğimizin tarım ve hayvancılıkta olduğunu düşünüyordum. 2008-2009 yıllarında hayvancılık konusunda ülkemizin geldiği nokta beni bu konuda daha sorumlu olmaya itti ve ilk olarak 3 yıl önce Lüleburgaz’da küçükbaş hayvan çiftliği kurarak üretime başladık. Sivaslı iş adamları ile yaptığımız bir Sivas gezisi sırasında buradaki arkadaşlar yaptıkları projeyi benimle paylaştılar. Daha önce tecrübem olması nedeniyle projeyi inceledim ve gerçekten çok güzel bir proje olduğunu gördüm. Sivas’ın kalkınmasına ciddi katkı yapacağını düşündüğüm için bu projenin içinde olmak istedim.



Sivas Kangal’da bulunan Keçi Çiftliğinizin ’den biraz bahseder misiniz? Üretim kapasitesi, pazar payı, çiftliğin özellikleri vb.

Çiftliğimiz 30 dönüm arazi üzerine kurulu, 5000 m² kapalı alanı olan, yaklaşık 2000 baş kapasiteli son teknoloji kullanılarak yapılmış damızlık hayvan ve keçi sütü üretimi yapan modern bir tesis. Üretim hedefimiz, günlük 1 ton keçi sütü, yıllık 1000 baş damızlık hayvan üretimi şeklindedir. Ülkemizde üretilen sütün 90’ı inek sütü şeklinde olmaktadır. Çok az bir miktarda koyun ve daha da az olarak keçi sütü üretilmektedir. Keçi sütünün son zamanlarda daha fazla bilinmesi ve daha sağlıklı olduğunun anlaşılması ile tüketimi giderek artmaktadır. Ancak, şu an üretilen keçi sütü dondurma sektörü ve peynir sektörünün ihtiyacını bile karşılayamamaktadır. Çiftliğimizin önemi ve bölgesel kalkınmaya sağlayacağı katma değer bu verilerden sonra daha iyi anlaşılabilir.


Ürünü pazara sadece süt olarak değil de peynir, süt, yoğurt olarak sunmayı düşünüyor musunuz?

Elbette… Keçi sütü en çok dondurma sektörü tarafından kullanılıyor. Onların ihtiyacını bile karşılamakta zorlanacağız gibi gözüküyor. Ancak, keçi peyniri de halkımız tarafından özellikle talep görüyor. Çok sayıda talep alıyoruz. Bu nedenle peynir üretimi yapmayı düşünüyoruz.

Hayvanların bakıcılığını üstelenecek eleman ya da çoban bulmak sizin için zor oluyor mu? Bu elemanların barınma, çalışan elamanların çocuklarının gönderileceği okul gibi problemleri nasıl çözüyorsunuz?

Trakya da bile zaman zaman çoban bulma noktasında sıkıntı yaşıyoruz. Başka illerden bu ihtiyacımızı karşılıyoruz. Trakya nispeten gelişmiş köylere sahip. Barınma sorununu da evler yaparak çözdük. Sivas’ta çoban bulmak neredeyse imkansız... Köyler uzak ve özellikle kış aylarında boşalıyor. Eleman çalıştırmak ve orada tutmak gerçekten kolay olmuyor. Barınma için çobanların kalabileceği ev yaptık. Ancak, okul çağında çocuğu olanlar için zorluk olabiliyor. Ortaklarımızın yardımı bu noktada çok önemli… Tabii ona göre de maliyet oluyor.

Bu yatırıma girerken devletin sunmuş olduğu teşviklerden yararlandınız mı? Günümüzdeki teşvik programlarını yeterli buluyor musunuz?

Proje hazırlanması aşamasında Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Destekleme biriminden yardım alındı. Projenin başından sonuna kadar uzman kişilerin gözetiminde titizlikle çalışıldı. Belli oranda hibe desteği sağlanması için Avrupa birliği kriterlerinin tamamına yakını gerçekleştirildi. Bu noktada fedakarca çalışan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Standartların çok üzerinde, Türkiye’nin en donanımlı keçi çiftliklerinden biri Sivas’ta kuruldu diyebilirim. Hayvanların alınması noktasında Devletin sunduğu kredi olanaklarından yararlanıldı. Ziraat Bankasının sıfır faizli hayvan kredisi kullanıldı. Ancak şunu belirtmek isterim ki bu kredinin kullanılması için alınacak kredinin 2-3 katı ipotek gösterilmesi isteniyor. Bazı konularda sıkıntılar yaşanabiliyor, Ziraat Bankasının kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan bazı sorunlar yaşadık. Son 2-3 yıldır teşvik konusunda hükümetin ciddi projeleri oldu. Özellikle tarım ve hayvancılık konusunda çok ciddi teşvikler yapıldı. İlk zamanlarda ki kadar olmasa da hala teşvikler devam ediyor. Bölge farkı gözetmeksizin verilen özellikle sıfır faizli ve düşük faizli krediler, işletme ve yapı ile ilgili krediler, çiftçilere sunulan desteklemeler çok ilgi görüyor. Bunun yanı sıra bölgesel teşvik uygulamaları ile de yatırımcılara destek sağlanıyor


.

Ürünü pazara sadece süt olarak değil de peynir, süt, yoğurt olarak sunmayı düşünüyor musunuz?

Elbette. Keçi sütü en çok dondurma sektörü tarafından kullanılıyor. Onların ihtiyacını bile karşılamakta zorlanacağız gibi gözüküyor. Ancak keçi peyniri de halkımız tarafından özellikle talep görüyor. Çok sayıda talep alıyoruz. Bu nedenle peynir üretimi yapmayı düşünüyoruz.

Hayvanların bakıcıl ığını üstelenecek eleman ya da çoban bulmak sizin için zor oluyor mu? Bu elemanların barınma, çalışan elamanların çocuklarının gönderileceği okul gibi problemleri nasıl çözüyorsunuz?

Trakya da bile zaman zaman çoban bulma noktasında sıkıntı yaşıyoruz, başka illerden bu ihtiyacımızı karşılıyoruz. Trakya nispeten gelişmiş köylere sahip. Barınma sorununu da evler yaparak çözdük. Sivas’ta çoban bulmak neredeyse imkansız... Köyler uzak ve özellikle kış aylarında boşalıyor. Eleman çalıştırmak ve orada tutmak gerçekten kolay olmuyor. Barınma için çobanların kalabileceği ev yaptık. Ancak okul çağında çocuğu olanlar için zorluk olabiliyor. Ortaklarımızın yardımı bu noktada çok önemli… Tabii ona göre de maliyet oluyor.

 Bu yatırıma girerken devletin sunmuş olduğu teşviklerden yararlandınız mı? Günümüzdeki teşvik programlarını yeterli buluyor musunuz?

Proje hazırlanması aşamasında Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Destekleme biriminden yardım alındı. Projenin başından sonuna kadar uzman kişilerin gözetiminde titizlikle çalışıldı. Belli oranda hibe desteği sağlanması için Avrupa birliği kriterlerinin tamamına yakını gerçekleştirildi. Bu noktada fedakarca çalışan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Standartların çok üzerinde, Türkiye’nin en donanımlı keçi çiftliklerinden biri Sivas’ta kuruldu diyebilirim. Hayvanların alınması noktasında Devletin sunduğu kredi olanaklarından yararlanıldı. Ziraat Bankasının sıfır faizli hayvan kredisi kullanıldı. Ancak, şunu belirtmek isterim ki, bu kredinin kullanılması için alınacak kredinin 2-3 katı ipotek gösterilmesi isteniyor. Bazı konularda sıkıntılar yaşanabiliyor, Ziraat Bankasının kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan bazı sorunlar yaşadık. Son 2-3 yıldır teşvik konusunda hükümetin ciddi projeleri oldu. Özellikle tarım ve hayvancılık konusunda çok ciddi teşvikler yapıldı. İlk zamanlarda ki kadar olmasa da hala teşvikler devam ediyor. Bölge farkı gözetmeksizin verilen özellikle sıfır faizli ve düşük faizli krediler, işletme ve yapı ile ilgili krediler, çiftçilere sunulan desteklemeler çok ilgi görüyor. Bunun yanı sıra bölgesel teşvik uygulamaları ile de yatırımcılara destek sağlanıyor.

Faaliyet alanınızda sizi zorlayan çözüm bulunmasını istediğiniz konular neler?

 Kırsal bölge sorunları, lojistik sorunlar, bölgesel yöneticilerin yatırımların önemini gereğince anlamamaları, kalifiye iş gücü bulmada karşılaştığımız sorunlar en önemli sorunlar. Bu sektöre girmek isteyenler için tavsiyeleriniz neler? Hayvancılık sektörü ciddi özveri isteyen bir sektör… Sabırlı olmak ve bu iş için donanımlı olmak gerekiyor. Yardımcı eleman ihtiyacı çok fazla… Hayvanları seven, sorunlarını bilen kişiler tarafından hayvanların bakılması gerekiyor. Veteriner desteği çok önemli… Bir de yem sorunu var. Yem sorununu çözmeden bu işe kalkışılmamalı. İşe başlamadan önce iyi plan yapılmalı, sabırlı olmalı ve çok fazla beklentiye girilmemelidir.

Sivas’ın gelişmişlik düzeyi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Sivas gelişmişlik açısından çok kötü durumda değil. Çevre illerle karşılaştırıldığında alt-orta grup arasında olduğu söylenebilir. Ancak, ciddi yatırımlar noktasında geri kaldığı söylenebilir. Bakıldığında ilimizde marka olmuş bir yatırım yok. Sivas’ı seven insanların yatırım yaparak ilin gelişmişlik düzeyini arttırmaları gerekiyor. Sivas’ımız hak ettiği yerde değil.

Sivas’ın diğer Anadolu şehirlerine nazaran gerektiği gelişmeyi gösteremediğine dair yorumlar var. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

 Kayseri, Malatya ile karşılaştırıldığında doğru olabilir, ancak daha iyi durumda olduğu illerde var. Havaalanı ve üniversite çok önemli iki faktör… Geriye hemşerilerimizde ilimize yatırım yapma bilincini geliştirmek kalıyor.


Başta Sivaslı İş Adamları, Grup Başkanı İsmail Gülle ve dergimizin imtiyaz sahibi Mustafa Aslan’ın çiftliğinize yaptığı ziyarette çiftliğinize dair yorumları nasıldı?

 İsmail Bey ve Mustafa Bey çiftliğimizi gezdiklerinde çok beğendiklerini ifade ettiler. Böyle bir yatırımı Sivas’ımıza kazandırdığımız için çok teşekkür ettiler. Özellikle İsmail Gülle Bey, her konuda destek sağlayacağını bize ifade ettiler.



Son olarak dergimiz aracılığı ile hemşerilerinize ne söylemek istersiniz?

 Sivas gerçekten çok güzel bir şehir… İnsanı, kültürü, yerleşim yeri, çevre illerle etkileşimi göz önüne alındığında büyük bir potansiyeli barındırıyor. Mevcut durumla bağdaşmayan gelişmişlik düzeyi, insanımızın bu bölgeye yapacağı ciddi yatırımlarla artacaktır. Ekonomik durumda düzelme, kaliteli iş gücünün oluşması, refah düzeyinin artması ve insanımızın kendi iç dinamiği ile başarılı olmak çok uzak değil diye düşünüyorum.