Yüksel Göktürk: “Türk Demir Çelik Sektörünü markalaştırmalıyız” 06 Temmuz 2011 Çarşamba 11:38 Yükselen Çelik Yönetim Kurulu Başkanı olan, aynı zamanda İTO Demir Çelik Komitesi Başkanlığı ve İTO Meclis Üyeliği görevlerini yürüten Yüksel Göktürk’ü ofisinde ziyaret ederek görüşlerini aldık. Hem firmasıyla ilgili yeni yapılanmalardan hem de İTO’da yapmış oldukları çalışmalardan bahseden Göktürk, dergimize önemli açıklamalar yaptı. Yüksel Göktürk demir çelik sektörüyle ne zaman tanıştı, bu günlere nasıl geldi? 1955 yılında dünyaya geldim. Üniversite mezunuyum, yüksek matematik eğitimi aldım. İki çocuk babasıyım. Demir çelik sektörü ile henüz çocuk yaşlarda tanıştım diyebilirim. İlkokul öğrencisiyken ağabeylerimin kurmuş olduğu Göktürkler adlı şirkete sürekli gidiyordum. Hevesliydim, daha o dönemlerde iş dünyası ilgimi çekiyordu. Tüm eğitim hayatım boyunca çalışmaya devam ettim. 1968 yılında, henüz 13 yaşındayken on parmak daktilo kursunu bitirdim ve belge almaya hak kazandım. Beş erkek kardeşin en küçüğü bendim. Şirkette ayrıca kız kardeşlerimde çalışırdı. Göktürkler firması o dönemin en atak, en hacimli şirketlerinden biriydi. Demir çelik ticaretinin gayrimüslimlerden Türklere geçmesinde en önemli rolü Göktürk ailesi üstlenmiştir diyebilirim. Göktürk ailesi olarak yassı mamul ürünlerinin alım satım işlerini yapıyorduk. Zamanla işler büyüdü ve Göktürkler firması sektörde çok önemli bir yer edindi. Fakat bir müddet sonra; birçok Türk şirketinin düştüğü hataya düştük. Kurumsallaşarak büyümeyi sürdürmek yerine, ayrılarak kendi şirketlerimizi kurduk. İki büyük ağabey Göktürkler Dış Tic. A.Ş. ve Göktürkler Sac Sanayi A.Ş. adıyla iki farklı firma kurdular. Ben de 1976 yılında kurduğum Yüksel Ticaret – Yüksel Göktürk firmasıyla resmen vergi mükellefi olup kendi firmamı kurmuştum. Perşembe Pazarı yıkılıncaya kadar faaliyetlerimi orada sürdürdüm. 1986 yılında Zeytinburnu Demirciler Sitesi’ne geldim. 1989 yılında Yüksel Ticaret’in dışında Yükselen Çelik Tic. Ltd. Şti.’ni kurdum. İlerleyen dönemlerde Yüksel Ticaret firmasını kapattım. Askerliğimi Yedek Subay olarak yaptıktan sonra ağabeylerimle proje bazlı bir uzun mamul işine girdik. O işten zarar etmemize rağmen ben uzun mamul sektöründe kalmaya karar verdim. Uzun yıllardır da bu alanda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Peki, Yükselen Çelik bünyesinde hangi ürün ve hizmetler müşterilere sunuluyor, bunları bizimle paylaşır mısınız? Makine, İmalat, Otomotiv, Kalıp ve Savunma Sanayileri başta olmak üzere tüm sanayi kollarında bizim ürünlerimiz kullanılıyor. Ürün yelpazemizin içerisinde Karbon ve İmalat Çelikleri, Islah ve Semente Çelikleri, Çelik Çekme Boru, Soğuk ve Sıcak iş Takım Çelikleri, Kalıp çelikleri ve Hardox Aşınma sacları bulunuyor. Yükselen Çelik olarak 1 Temmuz 2009 tarihinden bu yana Ukraynalı Takım Çeliği Üreticisi DSS’in Türkiye Distribütörlüğü’nü yürütüyoruz. Uzun süren görüşmeler neticesinde alt yapısı en güçlü şirket olarak bizi gördüler ve Yükselen Çelik ile çalışmaya karar verdiler. Bu vesile ile yeni bir yapılanma içerisine girdik, kadromuza alanında deneyimli olan arkadaşları kattık. Bu alandaki çalışmalarımızın kısa sürede ses getireceğini umut ediyoruz. Firmamız uzun mamulde hem ithal hem de yerli ürünlerin satışını yapıyor. Bu ürünleri aynı zamanda yarı mamul haline getirerek müşterilerimize sunuyoruz. Çelik servis merkezi hizmeti veren bir kuruluşuz. Sektörde “Kalın Çelik” dendiğinde akla gelen ilk firmayız. “Kalın Çelik demek, Yükselen Çelik demektir” şeklinde bir de sloganımız var. Bizim önceliğimiz her şeyden önce alanımızda uzmanlaşmaktı, çalışmalarımızı da bu doğrultuda gerçekleştirdik. Sektörümüzde en önemli makine parklarından birine sahibiz. Türkiye’nin en büyük kesme makinesi Kıraç depomuzda çalışıyor. Şerit testere ile 1600 mm çapında 2200 mm eninde mamul kesimi yapabiliyoruz. Yükselen Çelik makine parkıyla, vinçleriyle, kantarlarıyla, depolama alanlarıyla önemli yatırımlar yapmış bir firma ve hala da yapmaya devam ediyoruz. Sektördeki pazar payınız ne durumda? Sektörde oldukça önemli bir konuma sahibiz fakat dönüp de ticari geçmişime baktığımda çok daha iyi yerlerde olmamız gerektiği kanaatindeyim. Bu aslında benim değil bizimle çalışan müşterilerimizin ve meslektaşlarımın kanaati… Yüksel Göktürk olarak her şeyden önce iş ahlakına, gelenek ve göreneklere, geçmişten günümüze yaşatmaya çalıştığım Perşembe Pazarı kültürüne önem veriyorum. Gerek İstanbul ve çevresinde, gerekse de Anadolu’da birçok insan bu değerlere hala fazlasıyla önem veriyor, tıpkı bizim gibi… Çok temiz bir adımız ve pırıl pırıl bir ticari geçmişimiz var. Ticari hırslara yenik düşerek bu değerlere leke sürülmesine asla müsaade etmem. Çocuklarımı da bu anlayışa yetiştirmeye özen gösterdim ve ne mutlu bana ki bunu başardığıma inanıyorum. Yine de benden somut bir cevap almak isterseniz kendi sektörümüzde ilk üç içerisinde yer aldığımızı, dövme çelikte ise pazar lideri olduğumuzu söyleyebilirim. Belki klasik bir soru olacak ama piyasalarda yaşanan kriz hakkında neler düşünüyorsunuz? Demir çelik sektörü yaşanan küresel krizden fazlasıyla nasibini aldı. Özellikle vasıfsız ürünlerde önemli fiyat dalgalanmalarına şahit olduk. Ülkemizde de daha çok vasıfsız mamul üretimi yapıldığı için, yerli üreticiler bu durumdan önemli yaralar aldılar. İnşaat demiri ve yassı mamulde yüksek fiyatlardan stok yapan firmalar çok büyük zararlarla karşılaştılar. Ayrıca ayağını yorganına göre uzatmayı bilmeyen meslektaşlarımız çok sıkıntı çektiler. Diyeceksiniz ki sadece onlar mı sıkıntı yaşadı? Tabi ki bu durumdan biz de dahil olmak üzere tüm firmalar nasibini aldı ama tedbirli ve güçlü sermaye yapısına sahip firmalar daha az etkilendiler. Fakat iddia ediyorum, bu krizden ülkenin lokomotifi olan demir çelik sektörü güçlenerek çıkacaktır. Yükselen Çelik önümüzdeki dönemlerde neler yapacak, sektöre neler kazandıracak? Yükselen Çelik olarak Kıraç’ta 10.000 m2’lik alana kurmuş olduğumuz yeni tesisinin inşaatını tamamladı ve faaliyete geçirdi. 4 Hangar ve 2 idari binadan oluşan yeni tesisimiz sayesinde hizmet kalitemizi arttıracağız. 5.000 m2’lik 4 hangardan oluşan depolama alanı ve 4 kattan oluşan toplam 1.000 m2’lik idari binamızın açılışını önümüzdeki günlerde yapacağız. Taşınma sürecini başlatmış bulunuyoruz. Dudullu’da, Çakmaklı’da, Zeytinburnu Demirciler Sitesi’nde üç ayrı noktada iş yerlerimiz bulunuyor. Bu işyerlerinin tamamını tek merkezde toplamış olacağız. Yeni distribütörlüğün de etkisiyle önemli bir yapılanma içerisine girdiğimizi belirtmiştim. Bu doğrultuda; İstanbul çevresi ve Anadolu’da kendimize yeni partnerler arayışı içerisindeyiz. Anlaşabileceğimiz firmalarla geçici veya kalıcı ortaklıklar ve tali bayilik anlaşmaları yapacağız. Özellikle son 6 yıldır önemli altyapı çalışmaları yaptık. Bu sayede önümüzdeki 3 yılda her yıl için yüzde yüz büyüme hedefliyoruz. Tabi bu hedefler dünyadaki krizin son bulmasıyla gerçekleşecek. Bunun yanı sıra, yaklaşık 4 yıl önce büyük ağabeyimin ısrarlarıyla Göktürkler Dış Tic. A.Ş. firmasının yönetimini devralmıştık. Şu anda şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini ben yürütüyorum. Çocuklarım da şirketin hissedarları konumunda. Kıraç’ta bu firmanın faaliyet göstereceği 100 m2 üzerine kurulu 4 katlı bir şirket binası yaptık. Kısa süre içerisinde bu projeyi de hayata geçireceğiz. Göktürkler Dış Tic. A.Ş. sayesinde diğer kardeşlerimizi ve onların çocuklarını bir araya getirerek aile içindeki ticari bağları kuvvetlendirmeyi amaçlıyoruz. Sayın Göktürk, siz aynı zamanda İTO Demir Çelik Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi görevlerini yürütüyorsunuz? Yapmış olduğunuz çalışmaları bizimle paylaşır mısınız? Demir Çelik Komitesi, İTO’da bulunan 90 komiteden biridir. Komiteler 5, 7 ve 9 kişiden oluşurlar. Demir Çelik Komitesi 7 kişiden oluşuyor ve sektördeki firma sayısına bağlı olarak İTO Meclisinde 3 meclis üyesiyle temsil ediliyor. Komitemiz yaklaşık 1 asırdan beri İTO bünyesinde faaliyet gösteriyor. Her sektör, sorunlarını kendi içerisinde belirler ve üyeleri aracılığıyla İTO Meclisine taşıyarak, tüm meclis üyeleriyle paylaşır. Yüzlerce üyenin bulunduğu mecliste bizim sektörümüzü yalnızca 3 üye temsil ediyor. Dolayısıyla demir çelik sektörünün sorunlarını sadece meclise taşımakla çözüme kavuşturamazsınız. Diğer sektörleri temsil eden meclis üyelerinin de desteğini almak zorundasınız. Siz istediğiniz kadar sorunlarınızı kürsüde anlatın, durun. Desteğiniz yoksa meclisten karar çıkarttıramazsınız. Peki diğer sektör temsilcilerinin desteği nasıl alınır? Kulis yaparak, zamanla ikili ilişkilerinizi geliştirerek, yeri gelince özel dostluklarınızı kullanarak, yeri gelince otoriter bir tavır sergileyerek destek bulabilirsiniz. Bunları başarabilmek için kişisel beceri ve toplumsal birikim gerekiyor. Öyle her aklınıza estiğinde, başına buyruk hareket ederek işlerinizi yürütemezsiniz. Sektörümüzün birçok mensubu, İTO Meclisini sadece Demir Çelik Komitesi Üyeleri’nin oluşturduğunu düşünüyor ve akıllarından geçen her fikri uygulatabilecekleri yanılgısına kapılıyorlar. İnsanlarımız bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor. Sonuç itibariyle bizler; diğer sektörlerin temsilcileriyle uyum içinde çalışarak, hep birlikte bir karar alıyoruz. Bu kararı ilgili bakanlığa bildirmesi için yönetime başvuruyoruz. Yönetim de aldığımız kararı tavsiye niteliğinde bakanlığa sunuyor. İTO’nun yasal olarak bakanlığa bir yaptırım uygulaması söz konusu değil fakat İstanbul Ticaret Odası dünyanın sayılı ticaret odaları arasında yer aldığı için bir ağırlığı bulunuyor, 350.000 civarında üyesi olan bir kuruluş. Ben ve arkadaşlarım sadece kendi sektörümüzle ilgili değil, bizim sektörümüzle ilgili olan sektörlerin sorunlarını da meclise taşıyoruz. Bankacılık – Finans, Vergi Daireleri, Sanayi Siteleri, Nakliye, Gümrükler ve TSE gibi alanlarda yaşanan, bizim sektörümüzü ilgilendiren sorunları meclise taşımaya özen gösteriyorum. Muhatap kabul edilen makamlarla (Bakanlıklar, Valilikler, Kaymakamlıklar, Belediyeler, Özel İdare vs.) temasa geçerek sorunlara çözüm aramaya çalışıyoruz. Mesela geçtiğimiz günlerde ERDEMİR ile ilgili basında bazı haberler yer aldı. Haberlerde ERDEMİR’in el altından bazı firmalara liste fiyatının altında satış yaptığı yer alıyordu. Bunun üzerine İTO’dan bir servis aracı temin ettik, üç meclis üyesi ve bir komite üyesi arkadaşımızla birlikte Erdemir Genel Müdürü ile görüşmeye gittik, sıkıntıları dile getirdik. ERDEMİR yönetimi yaşamış olduğu sıkıntılardan dolayı yüksek tonajlı çalışan müşterilerine bazı ayrıcalıklar tanıdığını belirtti. Bizler de diğer esnafları zorda bırakmayacak şekilde çözüm üretmeleri gerektiğini ilettik. Karşılıklı olarak bir çözüm aradık ve etkili de olduk diye düşünüyorum. Bu tür hizmetleri komite olarak her zaman vermeye gayret gösteriyoruz. Bir diğer örnek geçen hafta İTO’da yaptığımız TSE Toplantısıdır. Birçok sektörün temsilcisi, davetli firmalar ve Bakanlık ile TSE’den gelen yetkililerle toplanarak Gümrüklerdeki sorunlar ve İTO’nun çözüm önerileri konuşuldu. “Üyelerimiz sorunlarını dilekçeyle komitemize iletmeli” Demir çelik sektörü, sektörün genel sorunlarıyla ilgilenir ama bireysel sorunlara da kayıtsız kalmıyoruz. Fakat üyelerimiz bu konuda yeteri kadar bilinçli değil. Her platformda (resmi olmayan) sorunların çokluğundan bahseden sektör mensupları tek bir dilekçe yazıp bizlere ulaştırmıyorlar. Komitede ikinci dönemimi yaşıyorum ama bugüne kadar sadece bir dilekçenin elimize ulaştığını hatırlıyorum. Yazılı olarak bildirilen her sorunla ilgileneceğimizi buradan bir kez daha söylüyorum. Fakat üyelerimizin de bilinçli davranmalarını istiyorum. Örnek verecek olursak; üyelerimizden birinin iş yerinin önünde kazı çalışması var. Kazının sorumlusu kim? Belediye… Önce belediyeye başvursunlar, sorunları çözülmezse bizlere ulaşsınlar. Biz yeri geldiğinde belediyeyle de temasa geçeriz. Yani sadece lafta kalmayalım, sorunumuz varsa bunu gerekli mercilere taşıyalım. “Komite olarak İTO’da demir çelik sektörüyle ilgili bilirkişi görevi yapıyoruz” Komitemiz İTO bünyesinde bir bakıma bilirkişi görevi de yapıyor. Mesela iki demir çelik firması arasında yaşanan anlaşmazlıklarda İTO’dan, yani Demir Çelik Komitesi’nden görüş alıyorlar. Sektörde yaşanan iş kazaları, sigortasız işçi çalıştırma, haksız işten çıkarmalar gibi uygulamalarla ilgili fikrimize başvuruyorlar. Üyelerimiz arasından hakem heyeti belirliyoruz ve mahkemeler bu hakem heyetini çağırarak görüşlerine başvuruyor. Yine ihaleler noktasında, malzeme fiyatları hakkında bilgimiz alınıyor. Yine İTO’nun arsa komisyonlarında üyelerimiz zaman zaman görev alıyor. Tüketici derneklerinde, gümrük kapılarında, vergi daireleri takdir komisyonlarında üyelerimiz görev alıyor. Yapmış olduğunuz çalışmaları sektöre anlatabiliyor musunuz? Üyelerinizi yeteri kadar bilgilendiriyor musunuz? Bu konuda ne yazık ki arzuladığımız seviyelerde değiliz. Aslında üyelerimizi belli dönemlerde toplayıp bilgilendirmemiz gerekiyor. Bundan sonra bunu uygulamakta kararlıyız. Kısmet olursa Ramazan ayından sonra İTO’da tüm üyelerimizi bir araya getirmeyi ve bir bilgilendirme – fikir alış verişinde bulunma toplantısı yapmayı planlıyoruz. Ekonomik krizi, finansal sorunları, sitelerdeki meseleleri konuşup tartışmayı, çözüm aramayı planlıyoruz. Sizce Demir Çelik sektörünün en önemli sorunu nedir? Komite olarak ne gibi çözüm önerileriniz var? Sektörümüzün en önemli sorunu, Türk Demir Çelik sektörünün öneminin yeterince kavranamamış olmasıdır. Uzun yıllardır kalkınmada bölgesel teşvik yöntemi uygulanıyor fakat bu uygulama bana göre önemini kaybetti. Dünyada onun yerine artık sektörel teşvik uygulaması başlatıldı. Bizim de bunu uygulamamız gerekiyor. Eskiden Türk dendiğinde “Türk gibi güçlü olmak” akla geliyordu, güreş akla geliyordu. Yine moda denince akla Fransa(Paris) ve İtalya(Milano) geliyor. Dolayısıyla markalaşmak, günümüzde çok büyük önem arz ediyor. Bu noktadan hareketle; Türk Demir Çelik Sektörünü markalaştırarak adını tüm dünyaya duyurmalıyız. Dünya ham çelik üretiminde 8 ile 11. sıra arasında gidip geliyoruz, bundan yararlanmalıyız. “KKDF uygulamasının kaldırılması için çalışmalar yapıyoruz” Somut bir sorundan bahsedecek olursak; yurt dışından yapılan vadeli ithalatlarda uygulanan KKDF’nin kaldırılması gerekiyor. KKDF üyelerimizi zor durumda bırakıyor. Türkiye’de üretimi olmayan ürünlerin ithalatında KKDF kaldırılmalı ve sektörümüz rahatlatılmalı. Bu konuda ilgili bakanlığa başvurumuzu yapmış bulunuyoruz. Umarız en kısa zamanda sonuç alacağız. Bu içerik 9611 defa okundu. DİĞER HABERLER Sivkon Sivas Konfederasyonu 3. Olağan genel kurulunda Metin Yarım Başkanlığında liste seçimi ile devam. Şenel ÇOBANOĞLU, ZASİAD’ın 6. Dönem Başkanı olarak seçildi.DİVSİAD GENEL KURUL“50’den fazla ülkeye Paslanmaz çelik ihraç ediyoruz”Demir Çelik Ürünlerinde Güvenilir Çözümler“Yeni fabrika yatırımlarımızla pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz”DİVRİĞİ’Lİ ÖĞRENCİLERE TABLETLER TESLİM EDİLDİAnkara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı Projesi’nde performans testleri başladıSivas'ın Pamukkale'si Altınkale hizmete açıldıSivas Ticaret ve Sanayi Odamız (STSO) Şubat ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Çetin Yıldırım başkanlığında gerçekleştirildi.